Ancolie Stoll, Auroville ilk kurulduğunda Avrupalı anne babaları tarafınca başlatılan 7,5 hektarlık bir ağaçlandırma projesi olan Nilatangam isminde bu şekilde bir alanla ilgileniyor.
Nilatangam, dünyanın değişik yerlerinden uzun ağaçlara haizdir, sadece birkaç yerli çeşidi vardır. Mukaddes koruların ormanları şeklinde sık ve kompleks değildir. Bunun yerine, ağaçlar, yürüyüş yolları ve bitkilerin organik olarak tekrar tohumlanması için bol miktarda alan bulunan, ziraat arazilerindeki mahsuller şeklinde muntazam bir halde aralıklıdır.
Stoll, botanik bahçesinde Blanchflower ve Baldwin ile beraber çalışıyor ve son zamanlarda Nilatangam’da tropik kuru yaprak dökmeyen türe ilişkin daha çok yerli tür diktiğini söylüyor. Ebeveynlerinin zamanından kalma yerli olmayan ağaçların gölgesi içinde, bu tür fidanları diktiği bölgeleri işaret ediyor.
Zaman içinde, yeni türler mevcut olduğunda daha da fazla ekeceğini açıklıyor. Süreç yavaş, sadece birkaç sene içerisinde muntazam bir tropikal kuru yaprak dökmeyen orman yaratmayı umuyor.
Tropikal kuru yaprak dökmeyen ağaçlar, 20 hektarlık Pitchandikulam Ormanı ve Biyolojik Kaynak Merkezi ile benzer büyüklükteki Auroville Botanik Bahçeleri’ne hakimdir. Baldwin, Blanchflower ve botanik bahçesi kadrosu, Auroville’deki mahalli türlerin kapsamını ve çeşitliliğini haritalamak için çalışıyor.
Tahsil, botanik bahçelerinin ana hedeflerinden biridir ve Sathyamurthy’nin mühim bir rol oynadığı yer burasıdır. Auroville ormanlarına ve mukaddes korulara meydana getirilen okul gezileri esnasında öğrencilere ormanların ekolojik önemini ve kültürel mirasını öğretiyor.
Sathyamurthy, Kasım 2021’deki bolca muson yağmurlarının derhal arkasından Keezhputhupattu’da bana rehberlik ettiğinde öğrencilerin neler deneyimleyebileceğini anlıyorum. Türbelerin ve çiçek satıcılarının yanından geçerken kaygan toprak kokusu tütsü çubukları ve yasemin çelenklerine karışıyor. Ormanın içerisinde ayak bileklerine kadar gelen hamur harcı şeklinde kırmızı topraktan geçiyoruz; etrafımızda iki üç kattan oluşan, sağlam ağaçlar duruyor. Sathyamurthy, gerisinde lastik sandaletlerinden ayak izleri bırakarak soğukkanlılıkla devam ediyor.
Arada bir durarak beni birazcık Tamilce, birazcık İngilizce ile birtakım bitkilerin tıbbi yahut kültürel kullanımları ile alakalı aydınlatıyor. Ilmi adlarını ve Tamil karşılıklarını hızla arka arkaya paylaşıyor. denilen bir demirağacı kaldırdılar Tamil’de bilhassa tıbbi kıymeti vardır. Hanımefendiler, yaprakları pirinçle ezip karışımı doğum sonrası iyileşme için bağışıklık güçlendirici olarak tüketiyorlar, diyor. Tropikal abanoz denilen carungaalimüzik ve ziraat aletleri yapımında kullanılır. Fazlaca aranan dalları, fena enerjileri savuşturmak için kapı eşiklerine asılır. Sık sık duruyoruz – görünüşe bakılırsa Sathyamurthy’nin her nebat için bir hikayesi var ve coşkusunun ormana götürmüş olduğu öğrencilere esin vermesini umuyor.
Sathyamurthy, öğrencilerin köylerinde mukaddes korulara bir talih vereceklerini düşünüyor. Bu tür ziyaretlerin ağaçlar ve öğrenciler içinde bir ilişki kurmaya destek olduğuna inanıyor. Öğrenciler, tarla gezilerinden tohumlar, fidanlar ve kendi köylerindeki ortak arazilere yerli ağaçların iyi mi dikileceğine dair ipuçları ile ayrılırlar.
Gelecek nesli bu ormanların kıymeti hikayesinde eğitmek, hayatta kalmalarının anahtarı olabilir, şu sebeple tapınaklarına ve dini gruplar için önemlerine karşın, mukaddes korular, biyomedikal ve kültürel kullanımlar için çıkarma da dahil olmak suretiyle, kentleşmenin tehditlerinden korunmuyor.
Mesela Keezhputhupattu, her sene yüzbinlerce müridi ağırlıyor ve köylüler, yabancıların ormanla olan etkileşimlerini denetim etmekte zorlanıyor. Turistler ve çobanlar da izinsiz giriyor.
Korunun haricinde, Sathyamurthy bir ağaca asılan üç delikanlı görür. Büyük bir şubeyi ele geçirmeyi başarırlar. Uzun bir çekişmenin arkasından ağaçtan bir dal koparırlar. Yapraklar yüksek, yorgun bir hışırtıyla düşüyor. Erkekler, muhtemelen tıbbi yahut kültürel amaçlarla kullanılmak suretiyle ganimetlerini neşeyle sürüklerler.
Sathyamurthy onaylamayarak başını sallıyor ve korulara yönelik tehdide acilen müdahale edilmesi icap ettiğini söylüyor. Hemen sonra bana, mukaddes koruların kaybının, toplumunun hayat tarzına bir hücum şeklinde hissettirdiğini söylemiş oldu.
Bundan dolayı tohum toplama, fidanlıklar, ağaç dikme gezileri ve tropik kuru yaprak dökmeyen ormanlar ile alakalı farkındalık önemlidir. Blanchflower, her şey çıkarılırsa, ormanın yenilenme ve “banka dengesini oluşturma” şansının kalmadığına dikkat çekiyor. Organik ormanı tekrar yaratmak “enerjiyi yine bankaya koyar.”
Add Comment